1-Twitter Kapak Fotoğrafı Boyutu: Kullanacağınız kapak fotoğrafları, piksel boyutundan dolayı mümkün olan en yüksek kaliteye sahip olmalıdır. Resim formatları PNG, GIF veya JPG, en fazla 5 MB büyüklüğünde görselleri kullanabilirsiniz.
Ritaş Tekstil Promosyon ürünlerimiz sizlere kaliteyi sunmaktadır. Çeşitlerimiz bol çeşit ve uygun fiyat ile sizlerin hizmetine hazırdır. Ayrıntılar için sizleri kurumsal web sitemize tıklayınız.
Ajans Press, tüm dünya üzerinde yaptığı araştırmada en çok televizyon izleyen ülkesi sıralamasını yayınladı. Yapılan araştırmaya göre, dünya genelinde günlük televizyon izleme oranlarında 330 dakika ile Türkiye dünya rekoru kırdı. Son sırayı ise, 217 dakika ile Brezilya yer aldı.
Türk halkının televizyon izlemeyi sevdiği bu araştırma ile kendini tescillemiş oldu. Ajans Press’in RTÜK’ten derlediği verilere göre, Türk halkının ilk tercihinin magazin programları ve diziler olduğu gözüküyor. Basında çıkan haberler incelendiğinde magazin haberlerinin dizi haberlerinin önüne geçtiği görülüyor. Geçtiğimiz yıldan itibaren 18 bin 586 magazin haberi yapılırken, dizilerle ilgili ise medyaya 6 bin 177 haber yansıması olduğu belirtildi. Şehirler arası araştırmaya bakıldığında ise Türkiye‘de, İstanbul halkının televizyondaki ilk tercihi magazin programları olduğu, Ankaralı izleyicilerin ise dizileri daha çok tercih ettiği bilgisi yerini alıyor.
Kadınlar ‘Bilgi Yarışması’
Yapılan araştırmaya göre, izleyicilerinin profilinin çıkarıldığı araştırmada kadın izleyiciler sırasıyla bilgi yarışması, dizi, kadın programları, reality show ve magazin programlarını ağırlıklı olarak izledi. Erkek izleyiciler ise yalnızca tartışma programlarının olduğu dilimde kadınların önüne geçti. Ajans Press’in medyada gerçekleştirdiği araştırmaya göre ülkelere göre televizyon izleme oranları aşağıdaki gibi oldu;
ÜLKE TV İZLEME DAKİKASI
1 TÜRKİYE 330 DAKİKA
2 JAPONYA 265 DAKİKA
3 İTALYA 261 DAKİKA
4 POLONYA 247 DAKİKA
5 İSPANYA 244 DAKİKA
6 RUSYA 239 DAKİKA
7 İNGİLTERE 232 DAKİKA
8 FRANSA 226 DAKİKA
9 ALMANYA 221 DAKİKA
10 BREZİLYA 217 DAKİKA
Türkiye, zeytinyağı üretiminde artış gösteren tek ülke olacak
Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde faaliyet gösteren Uluslararası Zeytin Konseyi’nin raporuna göre, Türkiye, 2016-2017 döneminde zeytinyağı üretiminde artış gösteren tek ülke olacak.
AA’nın haberine göre merkezi Madrid’de bulunan Uluslararası Zeytin Konseyi raporunda, 1 Ekim 2016-30 Eylül 2017 üretim döneminde bir önceki döneme göre zeytinyağı üretiminde artış gösterecek tek ülkenin Türkiye olacağı, söz konusu dönemde Türkiye’nin, zeytinyağı üretimini 143 bin tondan 177 bin tona çıkaracağı, diğer üretici ülkelerde ise düşüş görüleceği belirtildi.
Raporda, zeytinyağında en büyük üretici olan İspanya’da söz konusu üretim döneminde yüzde 6, ikinci sıradaki İtalya’da yüzde 45, Yunanistan’da yüzde 18, Tunus’ta yüzde 29 ve Fas’ta yüzde 15’lik düşüş beklendiği kaydedildi.
Uluslararası Zeytin Konseyi Tanıtım Ünitesi Şefi Ender Gündüz, Türkiye’nin, zeytinyağında AB ülkelerinin tedarikçisi konumundan çıkarak son yıllardaki yatırımları ve kampanyaları sayesinde potansiyelini ve pazardaki cazibesini artırdığını söyledi.
Türkiye’nin zeytinyağında, uzun ve zor bir yol olmasına rağmen markalaşma konusunda yapılması gerekenlere başlamasının çok önemli olduğunu vurgulayan Gündüz, sektörün iki devi olan İspanya ve İtalya’nın, gümrük ödemelerine karşın Türkiye zeytinyağı pazarına girmiş olmasının dikkati çektiğini kaydetti.
“Dünya sıralaması değişebilir”
Ender Gündüz, dünyada zeytinyağı üretiminde uzun yıllardır devam eden İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus ve Türkiye sıralamasının artık değişebileceğini, Türkiye’nin gelecek yıllarda ikinciliğe kadar çıkabileceğini söyledi.
Zeytinyağı üretimi ve tüketiminde son 10 yılda Avrupa’da çok ciddi düşüş olduğunu belirten Gündüz, 1,3 milyon tonluk üretim ile ilk sırada yer alan İspanya‘nın tüketiminin 620 bin tondan 500 bin tona gerilediğini, ikinci sırada bulunan İtalya’nın, gerek ülkenin güneyindeki zeytin ağaçlarında meydana gelen hastalık gerekse küçük üreticinin sektörü terk etmeye başlamasından dolayı yüzde 45’i bulan kayıplar yaşadığını kaydetti.
İtalya’nın zeytinyağı tüketiminde 10 yılda yaklaşık 300 bin tonluk düşüş olduğunu ifade eden Gündüz, ekonomik krizle bağlantılı olarak Yunanistan’daki zeytinyağı tüketiminde yüzde 35 olan düşüşün de üretimi etkilediğini söyledi.
İklim şartlarından dolayı Tunus’un üretiminin 2016-2017 döneminde 100 bin tona kadar düşeceğini belirten Gündüz, şunları kaydetti:
“Türkiye’de ise bu dönemde 177 bin ton zeytinyağı üretimi bekleniyor. Türkiye ve Tunus ile başa baş giden diğer bir zeytinyağı üreticisi ülke olan Suriye ise iç savaştan dolayı neredeyse yarı yarıya kayıp yaşadı ve maalesef geride kaldı. Tüm bu unsurların yanına Türkiye’nin yaptığı yeni yatırımlar eklenince sektörde büyümesi doğal bir hal alacaktır.”
Gündüz, zeytinyağının 6 bin yıllık geçmişe sahip olduğunu ve dünyada yıllık ortalama üretiminin 3 milyon ton civarında bulunduğunu hatırlatarak, son 10 yıldır Şili, Arjantin, Uruguay, Peru, ABD, Güney Afrika, Çin, Japonya ve Avustralya’nın da endüstriyel anlamda zeytinyağı üretimine başladığını söyledi.
“Zeytinyağında kategorileşme olmaması tüketici için sorun”
Ender Gündüz, 1959 yılından bu yana faaliyet gösteren Uluslararası Zeytin Konseyi’nin, 1 Ocak 2017’de yürürlüğe giren yeni bir anlaşmayla ilk defa tüketici ülkelere açıldığını anımsattı.
Gündüz, söz konusu anlaşmayı, şu ana kadar AB ülkeleri, Tunus, Fas ve Cezayir‘in imzaladığını, Türkiye’nin de imzalamak üzere olduğunu, Mısır, Arjantin, Uruguay, İsrail, İran, Lübnan, Karadağ, Libya ve Ürdün‘ün de yıl sonuna kadar imzalamasının beklendiğini kaydetti.
Gündüz, “Bizim öncelik verdiğimiz birinci konu, dünya zeytin ticaretinde üreticiler ve tüketiciler olmak üzere herkesin aynı dili konuşması. Zeytinyağı ticaretinin bir yönetmenlik içine alınması çok önemli. Kategorileşme olmaması tüketici için sorun. Gümrük kotalarına da belirli bir düzenleme getirmek gerekiyor. Sadece ürün değil, ürünün ulaştığı ülkelere de belli bir standart olması için çaba sarf ediyoruz” dedi.
Matbaa baskıda, eğer işte özel renkler istenmiyorsa, kullanılan 4 ana renk vardır. Belli açılara ve değerlere sahip tramların oluşturduğu bu renkler, üst üste basılır.
Baskıdaki 4 ana renk,
C : Cyan (Mavi),
M: Magenta (Kırmızı),
Y: Yellow (Sarı)
K: Key (Siyah) tır. Tüm renkler bu renklerin karışımıyla ortaya çıkar.
Örnek olarak ; Eğer bir işin içinde kahverengi renk varsa, bu, M ve Y'nin tanımlanan teknikle üst üste basılmasından oluşur.
Dijital Hijyen Nedir ve Dijital Kirlilik, Kullanıcıları Ne Şekilde Etkiliyor ve Nasıl Bir Risk Oluşturuyor?
Araştırma, kullanıcıların cihazlarında bulundurdukları içeriği kontrol altında tutmama eğiliminde olduklarını gösteriyor. Türkiye'de insanların yarısından çoğu bilgisayarlarındaki ve tabletlerindeki içeriği düzenli olarak gözden geçirirken, bunu akıllı telefonları için yapanların oranı %74 olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bunun asıl nedeni, akıllı telefonların bilgisayarlardan ve tabletlerden daha az belleğe sahip olması. Kullanıcıların %34'ü akıllı telefonlarında depolama alanının olmaması nedeniyle uygulama silerken, bilgisayarları için bunu yapanların oranı sadece %15.
Kullanıcıların %23'ü en son ne zaman bilgisayarlarından bir uygulama kaldırdıklarını hatırlamazken, bu rakam akıllı telefonlar için %8'e iniyor. Bu durumda kullanıcıların bilgisayarlarındaki uygulamaların üçte biri asla kullanılmayarak sabit diskte gereksizce yer kaplıyor ve potansiyel olarak arka planda çalışarak hassas bilgileri risk altına sokuyor.
Hassas verileri saklayan cihazların muhafaza edilmesi konusuna da bir o kadar hassasiyet göstermek gerekiyor. Ancak araştırma sonuçlarına göre cihazlar bu konuda eşit muamele görmüyor. Kullanıcıların %69'u akıllı telefonlarındaki uygulamaları güncellemeler yayınlanır yayınlanmaz güncelliyor ve böylece güncel güvenlik yamalarından faydalanabiliyor. Buna karşılık, kullanıcıların tablet ve bilgisayarlardaki uygulamaları güncelleme olasılıkları daha düşük. Yalnızca %53'ü tabletlerindeki ve %48'i bilgisayarlarındaki uygulamaları ilk fırsatta güncelliyor.
Bu davranışın bir sonucu olarak, kullanıcılar cihazlarında (özellikle bilgisayarlarında) biriken dijital yığıntı sebebiyle birtakım sorunlara davetiye çıkarıyor. Kaspersky Lab'ın istatistikleri, kullanıcıların kötü amaçlı yazılımlarla karşılaşma ihtimalinin diğer cihazlarına kıyasla bilgisayarlarında daha yüksek olduğunu gösteriyor (Bilgisayarlarda %33, akıllı telefonlarda %20). Araştırma sonuçları endişe verici bir çelişkiyi de oraya çıkarıyor. Kullanıcıların bilgisayarlarındaki riskli davranışlarına ve bu cihazlara zararlı yazılımların bulaşma ihtimalinin daha yüksek olmasına rağmen, araştırmaya katılan kullanıcıların büyük çoğunluğu hala verilerini saklamak için en güvenli yer olarak bilgisayarlarını görüyor.
Kaspersky Lab Tüketici İşleri Başkanı Andrei Mochola, "Her gün kullandığımız dijital cihazlar, yanlış ellere düşmesini istemeyeceğimiz, cihaz çökmesi veya kötü amaçlı yazılım bulaşması nedeniyle kaybedilebilen değerli verileri depoluyor. Kullanıcılar bu risklerden kaçınmak için evlerinde bulunan tüm cihazlardaki uygulamaları yönetmek, temizlemek ve güncellemek için harekete geçmelidir. Fiziksel dünyada olduğu gibi dijital dünyada da bakıma özen göstermek öncelikli bir konu olmalıdır, özellikle bilgisayar korsanlarından korunmak için." diyor.
Dijital aygıtları güvende tutmak için kullanıcıların aşağıdaki "dijital hijyen" adımlarını izlemeleri öneriliyor:
Uygulamaları güncelleyin - kullanıcılar için yeni sürümler piyasaya çıktığında uygulamaları güncellemeleri önemlidir çünkü uygulamanın güvenlik açıklarını ortadan kaldıran veya azaltan güvenlik yamaları bulunabiliyor.
Uygulamaları temizleyin - hatalı şekilde yönetilen akıllı telefon uygulamaları, kullanılmadığı zamanlarda bile genellikle veri ilettiği için bir güvenlik tehdidi oluşturuyor.
Uygulama ayarlarını değiştirin - bunlar, kullanıcının uygulamanın cihazla nasıl etkileşime girdiğini yönetmesine olanak sağlar. Örneğin, uygulamalar kullanıcının hassas bilgilerine erişebilir, kullanıcı konumlarını takip edebilir ve üçüncü parti sunucularla verilerini paylaşabilir. Bu ayarların iyi yönetilmemesi, kullanılmayan uygulamaların kullanıcının haberi olmadan cihazdaki bilgilere erişmesine neden olabilir.
* "Digital Clutter and its Dangers" (Dijital Yığıntı ve Tehlikeleri) araştırması, güvenlik tehditleri ve uygulama performansı üzerine yapılan online araştırma ve teknik analizlerden elde edilen içgörülere dayanmaktadır.
Etiket, Matbaacılık, Web Tasarım SEO ve Promosyon sektöründe edindiğimiz bilgi, birikim ve tecrübemizi, müşterilerimize ve yaptığımız işe yansıtarak, verilen tüm hizmet ve üretilen ürünlerin sektörün çıtasını yükseltecek şekilde olmasını hedeflemiştir.